Simultaneous Space

 

Simultaneous space, bir alanın birden fazla işlevi aynı anda yerine getirmesi veya çeşitli deneyimler sunması, mimari tasarımın önemli bir bileşeni olmuştur. Antik dönemlerden günümüze kadar Simultaneous space kullanımında kaydedilen önemli gelişmeleri vurgulayan tarihsel bir genel bakış açıları vardır:

Antik ve Klasik Dönemler - Roma Atriums (M.Ö. 2. Yüzyıl civarı): Roma evlerinde sıklıkla bulunan atriyumlar, sosyal etkinlikler, dini uygulamalar ve ışık ile havalandırmanın kontrolü gibi çeşitli işlevleri aynı anda yerine getiren merkezi alanlar olarak kullanılıyordu.

Orta Çağ - Ortaçağ Salonu (5. ile 15. yüzyıllar): Ortaçağ kalelerinde ve malikanelerinde büyük salonlar, yemek yeme, uyuma, eğlenme ve idari işlerle ilgili çeşitli işlevleri aynı anda yerine getiren çok işlevli alanlar olarak kullanılıyordu. Bu mekanlar, simultaneous kullanım kavramını somutlaştırıyordu.

Rönesans ve Barok Dönemler - Avlular ve Salonlar (15. ile 18. yüzyıllar): Avrupa saraylarında ve konaklarında sıklıkla bulunan avlular ve salonlar, toplantı yerleri, performans alanları ve resmi kabul mekanları gibi çeşitli işlevleri aynı anda yerine getiren çok amaçlı alanlar olarak kullanılıyordu.

Sanayi Devrimi - Fabrika Alanları (18. ile 19. yüzyıllar): Sanayi binaları, değişen üretim ihtiyaçlarına uyum sağlamak amacıyla çeşitli üretim süreçlerini aynı mekânda barındırmak için esnek ve açık plan tasarımlarını benimsemeye başlanmıştı.

20.Yüzyılın Başları - Modernist Hareket (1920'ler-1950'ler): Le Corbusier ve Ludwig Mies van der Rohe gibi mimarlar, konut mimarisinde açık kat planlarını vurgulayarak çok işlevli yaşam alanlarına dikkat çekmiştir. Mies van der Rohe'nin Farnsworth Evi ve Le Corbusier'nin Villa Savoye'si bu yaklaşıma mükemmel örneklerdir.

20.Yüzyılın Ortaları ve Sonları - Postmodernizm (1960'lar-1980'ler): Mimarlar daha playful ve flexible tasarımları benimsemeye başlamış, tek bir mekân içinde çeşitli kullanımları, işlevleri harmanlamışlardır. Richard Meier’in High Museum of Art projesi, farklı türde sergiler ve topluluk etkinliklerine ev sahipliği yapabilen çok amaçlı galeri alanlarını gözler önüne sermiştir.

Çağdaş Dönem - Adaptive Reuse and Open-Plan Living (1990'lar-Günümüz): Kentsel ortamlarda alanın giderek azalmasıyla birlikte, mevcut binaların yeniden kullanılması, çeşitli aktiviteleri barındıran esnek, açık planlı alanlara sahip daire ve ofislerin tasarlanması yönünde güçlü bir baskı baskı oluşmuştur.

Modern örnekler şunlardır:

1.Ortak Çalışma Alanları: Farklı işletmelerin ve kişilerin aynı anda faaliyet gösterebileceği çok işlevli çalışma ortamları olarak tasarlanmış veya uyarlanmış binalardan oluşan alanlardır.

2.Akıllı Evler: Mekânların, kişilerin ihtiyaçlarına dinamik olarak uyum sağlamasını mümkün kılan akıllı teknolojilerin entegrasyonu sağlayan, hareketli duvarlar veya ayarlanabilir mobilyalar kullanarak oturma alanlarının çalışma alanlarına dönüştürülen alanlardır.

3.Karma Kullanımlı Yapılar: New York'taki Hudson Yards veya Londra'daki Battersea Elektrik Santrali'nin yeniden yapılandırılması gibi modern kentsel projeler, konut, ticari ve rekreasyon alanlarının karmaşık karışımlarını içermektedir. Farklı etkinlikleri tek bir mimari yapı içinde bütünleştiren rekreasyon alanlardır.

Gelecek Trendleri

Sürdürülebilir ve Dayanıklı Tasarım: Gelecekte, aynı anda birden fazla işlevi gerçekleştirebilen mekanlar yaratma trendinin, sürdürülebilir ve dayanıklı mimari uygulamaları da içerecek şekilde evrim geçirmesi muhtemeldir. Bu, mekanların çeşitli çevresel koşullara ve değişen sosyal ihtiyaçlara uyum sağlayabilmesini güvence altına alacaktır. Aynı anda birden fazla işlevi gerçekleştirme kavramı, antik çağlardaki pratik çözümlerden, günümüz mimarisindeki karmaşık ve teknoloji destekli tasarımlara kadar evrilmiştir. Bu evrim, inşa edilmiş çevrede verimlilik ve uyumluluk talebinin artmasıyla yönlendirilmiştir.