S, M, L, XL

 

1995 yılında Monacelli Pressten yayınlanan, hepimize büyük etki yaratan, S,M,L,XL kitabı hala güncelliğini korumaya devam ediyor.

Mimarlık kaba tabir ile, sınırsız güç ile iktidarsızlık arasında riskli ilişkidir. İlk görüşte kendini gerçekleştirmesinin ve Dünyanın bunun üzerinden şekil almasına veya mimari  fikirlerin somutlaşması adına bireysel veya kurumsal iş verene bağımlı olduğu düşünülür. Ancak, rastlantısallık mimarlığın temelini oluşturmaktadır. Mimarlar plansız gelişen, hesaba katılmamış parametrelere sahip süreçler ile ilişki halindeyken; bu süreçlerin yerleştiği ülkeleri ve bu ülkelere dair yetersiz donanımları ile yüzleşirler. Mimarlık, tanım olarak kaotik bir maceradır. Empoze edilmiş bir mimari, ve otosansüre uğramış bir icra temsil eder. S,M,L,XL içinde bulundurduğu verileri, yapıların ölçülerine göre organize etmektedir. Metinler, projelerin aralarında yer alarak kendi başlarına bağımsız bölümler şeklinde konumlanmıştır. Bu uğurda çelişkiden kaçınılmamıştır. Kitap, arzu edildiği gibi okunmaktadır.

Mimarlık ile toplum arasındaki ilişki adına netlik getirmek gerekirse, S,M,L,XL bir birleştirici görevi üstlenerek mimarlığın bulunduğu güncel durumları açıklığa kavuşturmayı hedefler. Bu sansasyonel niyeti hem kibirli hem de çekimser bir tavırı beraberinde getirir. Aynı anda hem değerleri düşürürken, yükseltmeye de çalışır. Bunun sebebi ise değerleri, inançları ve alışkanlıkları yıkmak ve tekrar inşa etmek ilişkisine ulaşmaktır. Modern verileri göz önünde bulundurarak, mimarlığın erişebileceği yeni potansiyelleri keşfetmeyi hedefler. Bilindiği gibi mimarlık, her değişiminde kendi değişmez özü ile karşılaşır. S,M,L,XL mimarlığı bir mahkuma benzediğinin ve kurtuluşun yüklerinden arınmak olduğunun bilincindedir. Cevabını da farklı bir mimarlığın arayışında aramaktadır.

Rem Koolhaas