Kapadokya bölgesinin kalbinde yer alan GÖREME AÇIK HAVA MUZESİ, doğa ve insan yaratıcılığının bir sentezi. Proje, modern mimarlığı, antik dönem ile uyumlu bir şekilde bütünleştiren tasarım anlayışına sahiptir. Asıl hikâye, insanların mağaralarda sığınma içgüdüsü, vahşi hayvanlara karşı mücadelesi, avcılık ve toplama yoluyla gıda depolaması, ya da hava koşullarının zorluğuna karşı bir kalkan olarak kullandıklarıkaya sırtlarından yararlanma çabasıyla başlar. Doğa sadece insanlar için bir tehdit değil, aynı zamanda sayısız ve durmaksızın devam eden bir yaşam kaynağıdır.
Bu, mimarlık ve canlılar arasındaki temel ilişkidir. Kapadokya, modern insanlığın daha değerli bir yaşam temsili oluşturabileceği, kültürel olarak çeşitli ama aynı zamanda coğrafi ve mimari olarak hayranlık uyandıran birçok senar yoyla süslenmiş bir yer. GOAM, anlam dolu deneyimler arayan, Kapadokya’nın zamansız doğası içinde, insanlar için dinamik bir diyalog ve deneyim zemini kurgulanarak oluşturuldu.
Projedeki ana tema, hafif ve topoğrafya ile uyumlu yapıları ve işlevleri barındıracak açık hava müzesi oluşturma fikrine dayanmaktadır. Açık hava müzesi, geniş manzara noktaları ve keşif yapmayı teşvik eden bir alan olarak düzenlenip, yürüyüş yolu ve rekreasyon aktiviteleri ile eklemlenmiştir. Açık hava müze alanı ve temel etkinlikler, yürüyüş yolları ve açık alan sistematiği içerisinde, UNESCO Dünya Mirası Alanı statüsünde olan mevcut durumdaki açık hava müzesi alanını yeniden kullanmak için tasarlanmıştır. Mevcut açık hava müzesi alanı, manzara noktaları ve birçoğu Bizans dönemine tarihlenen kiliselerin yoğun olduğu bölge içinde, sınırlı erişime sahiptir.
Dar girişler ve dik merdivenler, mobilite sorunu yaşayan ziyaretçiler için zorluk teşkil etmekte, bu da alanın kapsayıcı niteliğini azaltmaktadır. Hali hazırdaki kullanım ve fonksiyonlarda, mevcut mimari miras ve coğrafyanın kültürel niteliğini temsil etme açısından, ziyaretçilere Kapadokya bağlamı ile etkileşime girilmesini teşvik eden fırsatları sunabilecek deneyim alanlarının eksikliği bulunmaktadır. Projenin tasarım stratejilerinden biri, Kapadokya bölgesinin karakterini doğal bir rezerv olarak korumaktır. Proje yaklaşımı, işlevlerin çeşitlendirildiği, doğal karakteri bozan müdahalelerden uzak ve kütlesel yapılaşmanın olmadığı bir tasarım yaklaşımı öngörürken, Kapadokya bölgesindeki taş mimarisinin belirgin jeomorfolojik manzaralarıyla harmanlanan bir çözüm önerir.
GOAM, ziyaretçiler için araç ve otobüs otoparkları, girişler, açık alanlar, yeme-içme ile hediyelik eşya dükkanları ve açık hava müzesinden oluşur. Fonksiyonlar, girişler ve alan içi dolaşım daha erişilebilir ve kullanıcı odaklı olacak şekilde yeniden tasarlanmış olup ziyaretçinin alanı rahatça keşfedebilmesine olanak sağlar. Müze alanı, beton 3D-baskı bileşenlerinden inşa edilecek şekilde tasarlanmıştır ve bunlar yarı şeffaf cam, corten çelik rafya yapıları ve matematiksel olarak modellenmiş waffle yapıları ile çeşitlendirilmiştir.
3D-Baskı yarı-açık ve kapalı yapılar, iklim kontrollü alanlar oluşturmak için farklı yönlere oryante olmuş konik-formlu şekillerin bir araya gelmesinden oluşur. Özellikle hediyelik eşya dükkanları ve yeme-içme alanlarında kullanılan bitki türleri, mevcut bitki örtüsüne uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Giriş yapıları ve bilet ofisleri, topografyaya uyum sağlaması açısından seviye farkları gözetilerek ele alınmıştır. Konik ve waffle yapıları bir arada kullanılarak oluşturulan farklı birleşimler araziyle uyum içinde çalışarak farklı fonksiyonlar üretir.
Hafif ve arazide kaybolan tüm mimari bileşenler, üniteler ve yapılar yenilikçi bir inşaat felsefesi ortaya koyarak, tamamen sürdürülebilir malzemelerden ön üretimli olarak tasarlanır. Proje, tasarımın estetik ve özgünlüğünü göz önünde bulundurarak 3D-baskı metotlarını da içeren yüksek teknoloji üretim tekniklerinin kullanılmasını teşvik eder. Bu sayede GOAM, mimari birimleri ve kullanımları, en düşük çevresel etki, çevre-dostu üretim ve karbon-nötr yerleşimlerin gözlemlendiği ortak bir zemine ulaştırmayı hedeflemektedir.